Hz. Osman, Ahmet Cemil Akıncı
BAHAR YAYINLARI
Yumuşak huyluluğun ve cömertliğin timsali olan Hz. Osman, ikinci halife Hz. Ömer'den devraldığı ve onun büyük zaferlerle genişleşttiği devleti on iki yıllık halifelik döneminde iki katından daha fazla büyültmüştür. Mısır güneyi, Kuzey Afrika, hatta Ege'nin bir kısmından Maveraünnehr'e kadar İslam'ı yaymış hiç deniz bilmeyen bir millete donanma yaptırarak İstanbul yakınlara kadar gelebilmiştir.
Ahmet Cemil Akıncı'nın elinizdeki kitabı, Hz. Osman'ın hayatını roman üslubuyla ve bütün yönleriyle anlatan mükemmel bir eserdir.
Yayın Tarihi 2006-01-01
ISBN 9754501278
Baskı Sayısı 4. Baskı
Dil TÜRKÇE
Sayfa Sayısı 405
Cilt Tipi Karton Kapak
Kağıt Cinsi Kitap Kağıdı
Boyut 13.5 x 21 cm
Hz. OSMAN Ürün Hakkında:
Kul, iyi niyet ve temiz yürekle dileyince, Yüce Allah onu asla mahzun etmez. Esasen sevgili peygamberimiz Hz. Muham- med (sav.) şöyle buyurmuyor mu: "Cenâb-ı Hak açıklıyor ki: Bana bir karış yaklaşana ben bir arşın, bana bir arşın yaklaşana ben bir kulaç yaklaşırım. Bana yürüyerek gelene ben koşarak giderim.”
Öyle yaptı ve desteği ve tevfiki ile Hz. Osman (ra.) eserimi de bitirmeyi nasip etti. Dil, Yüce Allah’ın bu engin yardımı karşısında, minnet ve şükranlarını arz etmeye nefes yetiştiremiyor, tutuluyor.
Bu kitap, Hz. Osman'ın (ra.) seksen yılı aşan hayatının hikâyesidir. Okuyup bitirildiği zaman çok düşünülecek ve karşılaşılan hakikat önünde akıl ve kalp nurlanacaktır. Kendisine yürüyerek gelene koşarak giden Yüce Allah, her zaman buyurduğu gibi, insanı yarattığı andan itibaren sakındırıcısız bırakmamıştır. Son sakındırıcısı Hz. Muhammed (sav.)’den sonra, zamana göre, kullara ihtiyaçlarına cevap verecek yardımcılar hazırlamıştır. Birinci halife Hz. Ebû Bekir (ra.) ve ikinci halife Hz. Ömer (ra.) ne güzel, noksansız yapmışlardı görevlerini! O yıllarda bir başkasını düşünmek akla gelemiyor. Sanki yılları yaşamadılar, insanlığa yaşattılar Allah’ın emirlerine göre.
Üçüncü halife Hz. Osman (ra.) da öyleydi. Hicretin yirmi üçüncü yılından (644), hicretin otuz dördüncü yılı sonlarına kadar (656) geçen on iki senelik halifelik devri ancak kendisine hastı. Bu yıllar devamınca, zamanı akışına bırakmadı İstikamet verdi ve her saniyesini insanlığın hayrına kullanmaya çalıştı
Hz. Osman (ra.) biraz yaşlanınca, kenara çekilip dünya işlerinden el etek toplayanlara büyük bir derstir. Değil şahsını ilgilendiren işler için, müslümanların devleti için, yetmiş yaşını aşkınken en büyük, yorucu vazifeyi yüklendi, yüksünmedi.
Buna sebep dünya ikbâlinde gözü olduğu söylenemez, çünkü Cennetle müjdelenenlerdendi. Tarihçiler, her ne hikmetse, hilâfetinde geçen on iki yılı yarıya ayırırlar. İlk altı yılı başarılı, gerisini başarısız görürler. Bu en büyük haksızlıktır.
Hz. Osman (ra.), ilk gününden son gününe kadar başarılarının zirvesinde kalmıştır. Milletler tarihinde on iki yıl, bir başkan için büyük bir zamandır. Hakkında hüküm vermek kolaydır. Fakat bu on iki yıl, o milletler için azdır. On iki gün gibidir.
Hz. Osman (ra.) göz kamaştırıcı pek çok işler yapmıştır. Devletin temelini sağlamlaştırmıştır. İslam’ın geleceğini koruyacak muhteşem tedbirler almıştır. Asya ortalarında cihatların devamı bu cümledendir. Afrika’nın Cezayir ötelerine kadar zaptı yine böyledir. Devlet topraklarına en azından bir o kadar toprak katmıştır ve bu eserde okuyacağınız daha neler neler...
Kitapta, onun hayatını dolduran olaylar incelenmiş ve hikâye edilmiştir. Bunlar okunduğu zaman şu kanaatte birleşilecektir: Hz. Osman (ra.), her cephesiyle çok büyüktü. Devrini dolup taşırmıştı. Yine şu da kulağa küpe olacaktır:
Fitne odakları, Abdullah İbni Sebe’nin aynı silâhlanyla çalışmaktadırlar. İnsanlığa rahat yüzü göstermemek için ellerinden ne geliyorsa yapıyorlar. Silâhları olan fitne ve fesat zehirleri bir gül demeti gibi insanlara sunuluyor. Uzun ve acı bir talihsizliğidir insanlığın bu.
Esasen Hz. Osman (ra.) devrini işlerken, beni en çok uğraştıran, yoran bu meseleler oldu. Bazı tarihçiler gibi, üstte kalamadım. Eşeledim araştırdım. Bu suretle Hz. Osman (ra.), o elmas, yükseldi, yükseldi. Göz kamaştırıcı mertebesinde durdu. Ve fitne fesat âleti yahudiler, karanlık uçurumlarındaki zift katranlarına düştüler. Bu uğurda ne tarih tahrif edildi, ne fikir oyunları yapıldı.
Gerek halifeleri, gerekse diğer İslâm büyüklerini hikâye diliyle ve anlatışıyla yazarken, cesaretime şaşıranlar olmuştu. Fakat netice meydandadır. Beni haklı çıkardı. Böyle olacağı da normaldi.
Her biri dört yüz sahifeden aşağı olmayan yirmiyi aşkın eserlerimin, yüz bine yakın insan tarafından alınıp okunması, yakınlarına devri niçindir? Çünkü kendisinin diliyle konuşulmuştur onunla. İnandırılmıştır. Sıkılmadan, bir hikâye okuyorum hissiyle, öğreneceğini öğrenmiştir. Hattâ ihtida edenler olmuştur. Keşke, piyeslerle, destanlarla, radyo vb. ile yapılabilse!
Hz. Osman (ra.) eserimin bütün bir insanlığa hayırlı olması dileklerimle.
Yumuşak huyluluğun ve cömertliğin timsali olan Hz. Osman, ikinci halife Hz. Ömer'den devraldığı ve onun büyük zaferlerle genişleşttiği devleti on iki yıllık halifelik döneminde iki katından daha fazla büyültmüştür. Mısır güneyi, Kuzey Afrika, hatta Ege'nin bir kısmından Maveraünnehr'e kadar İslam'ı yaymış hiç deniz bilmeyen bir millete donanma yaptırarak İstanbul yakınlara kadar gelebilmiştir.
'Yazar Ahmet Cemil Akıncı daha evvel yayınladığı kitaplarla ustalığını ortaya koymuştur. Böylesine ilmi bir konunun romanlaştırılması oldukça mesuliyetlidir. Bu konuda gereken hassasiyetin gösterildiğine inanıyorum.'
İçindekiler
HAZRETİ OSMAN (r.a)
I. ONU BULMAK ARZUSU 13
II. İYİLER KURTULACAK 37
III. NİMETLERİN EN BÜYÜĞÜ 69
IV. İŞKENCELER YARIŞINDA 99
V. SICAK BİR TOPRAK İÇİN 129
VI. SANKİ BİR RÜYAYDI 167
VII. HAYIR VE ŞER YARIŞI 191
VIII. HOMURDANAN BİRKAÇ BULUT 223
Rey (Riy) halkının anlaşmayı bozması: 225
Ermenistan ayaklanması: 225
Azerbeycan isyanı: 225
İskenderiye isyanı: 225
IX. BELİREN ÜMİT KIRINTILARI 255
Zamanın aşındırıp erittikleri: 275
Kabileler arasına tekrar nifak sokma: 277
X. GÜNEŞİ KOVALAYANLAR 285
XI. AKDENİZ’İN SEVİNCİ 317
XII. SÖNEN YELKENLER 349
Muhammed ibni Mesleme: 370
Üsâmeibni Zeyd: 371
Abdullah ibni Ömer: 371
Ammâr bin Yâsir: 371