Hz. Aişe, Ahmet Cemil Akıncı
BAHAR YAYINLARI
ISBN 9754500614
Dil TÜRKÇE
Sayfa Sayısı 330
Cilt Tipi SERT KAPAK CİLTLİ
Kağıt Cinsi Kitap Kağıdı
Boyut 13.5 x 21 cm
Dünya tarihinin önde gelen kadın şahsiyetlerinden biri olan Hz. Aişe, bir peygamber evinde vahiyler, ayetler, devrimler, savaş ve barışlarla büyümüş, yoğrulmuş ve gelişmiştir. İnsanlığı aydınlatan disiplin ve prensipleri kaynağından öğrenmiş ve bunların öğreticisi olmuştur. Böylece bünyesindeki cevherlere yenilerini ekleyerek inananların annesi sıfatını hak edecek bir düzeye erişmiştir.
Sahip olduğu kuvvetli hafızası, zekası, ahlakı, alim ve şair kişiliği onu günümüz kadını için de en önemli örnek şahsiyetlerden biri haline getirmiştir. İnce nükteleri ve keskin zekası ile Peygamberimizin yüzünü güldürmüş, onu bu zorlu mücadelesinde büyük destek olmuştur.
İnsanları uçurumlara sürükleyen ihtirastan, gururdan, bencillikten ve geçici dünya malına meyletmekten uzak; başta ilahi aşk, insanlara sevgi, yardım ve merhamet duyguları ile dopdolu bir hayat yaşamıştır. Geleceğin tüm insanlarına, özellikle kadınlara ve annelere rehber olacak özelliklere sahiptir.
Hz. Aişe'nin hayatını tarihi bir roman tarzında ve gayet akıcı bir dille anlatan bu kitabı okurken o günleri tüm canlılığı ile yaşayacaksınız.
devamını oku
Bu eser müminlerin annesi Hz. Aişe’nin doğumundan dünyadan ayrılışına kadar, altmış altı (başka bir rivayete göre altmış sekiz) yıllık hayatını hikaye eder.
Aişe annemiz için, değil bu hacimdeki bir eser, bunun gibi yüzlercesi yazılsa kafi gelmez. Bu bir başlangıçtır. Ümit ve murat edilir ki, öyle bir hedefe ilk basamak olsun.
Hz. Aişe, bizlere Allah’ın bir lütfudur.
O ayrı gayelerle yaratıldı. Çünkü bilhassa geleceğin insanlarına, annelerine, rehber olacaktı; öyle hasletlerle bezenip doğdu.
O, hayata gözlerini açtığı andan itibaren Hz. Muhammed’in (sa) ilmi emrine verildi. Böylece sanki göğsü açıldı, içindeki beşer ihtirası, gurur, bencillik, fani dünya malına doymazlık ve benzeri duygular alındı. Yerine başta İlahî aşk olmak üzere, bütün insanlara sevgi, yardım, engin ve benzerine rastlanmayacak derecede yetkin, Kuran ile hadis bilgisi kondu, öylece amel ettirildi. Kısacası, o, Allah’ın, düştüğü zilletten kurtarıp gerçek mertebesine yükselttiği, hak ve hukukunu tekrar verdiği kadınlığın başöğretmeni oldu.
Ne mutlu ona ki, Hz. Muhammed’e (sa) artık insanları sapıklıktan kurtarmaya başlaması emredildiği vakit, bir an bile tereddüt etmeyen ve erkeklerden ilk iman eden Hz. Ebubekir’in kızıydı. Annesi de yine ilk mümin hanımlardandı. İslâm’da Müslüman bir anne babadan doğan ilk evlattı Aişe.
Ne mutlu ona ki, Allah’ın lütfettiği insanüstü hasletleriyle, daha pek küçükken Müslümanlığın bütün emir ve yasaklarına derhal uymuş, dünyadan ayrılışına kadar da bu emir ve yasaklara uymayı bırakmamıştı.
Ne mutlu ona ki, gözlerini dünyaya açıp çevresiyle ilgilenme imkanına sahip olur olmaz, karşısında ilk gördüğü ve gözlerinin kamaştığı sevgili peygamberinin sıcak ilgisi, neşesi olmuştu. Onunla konuşmuş, şakalaşmıştı. Elbette bütün bunlarda ilahi bir emir ve ferman vardı.
Ne mutlu ona ki, Allah, bir Hıristiyan’la sözlüyken onu kurtarmış ve ihlasmın mükafatı olarak, en çok sevdiği peygamberinin haremine vermişti.
Ne mutlu ona ki, Hz. Peygamberde geçen dokuz yıllık evlilik hayatı süresince peygamberinin nice nice mucizelerine şahit olmuş ve gerek Kur’an-ı Kerim’in tebliği, gerekse diğer vahiylerde peygamberin rahat olması için gereken imkanları sağlamıştı.
Ne mutlu ona ki, peygamberinin rızasını almıştı.
Ne mutlu ona ki, fani dünyadaki pek kısa süren evlilik hayatına karşılık peygamberinden cennette de zevcesi olacağı müjdesini almıştı.
Ve ne mutlu ona ki, genç yaşında dul kalmasına rağmen, şahsı için dünyanın hiçbir şeyine itibar etmemiş, kalan yıllarını kadınlığa hizmete ve onların eğitimine adamıştı.
Hz. Aişe dokuz yıl süren evlilik devresi sonunda Hz. Peygamberden iki binden fazla hadis rivayet etmiştir1. Peygamberin sekiz hanımı daha bulunduğu hatıra getirilecek olursa, onun hemen hemen peygamberiyle buluştuğu her zaman ondan ilim tahsil etmek için fırsatları iyi değerlendirdiği gerçeği ortaya çıkar.
Nitekim, o yaştan itibaren, fıkıh ilminin zirvesindeydi. Tacını giymişti. Çağının en büyük alimleri, ihtilafa düştükleri meselelerini ona getirirlerdi ve o bu meseleleri kolaylıkla, İslam’ın emir ve yasaklarından kıl payı şaşmadan çözerdi.
Elbette düşmanları da çoktu. Bunlar Müslümanlığa diş bileyen kimselerle, farkında olmadan onlara uyanlardı...
Diğer hanımlarla peygamberine hizmet etmek için yarışmasını, alışılagelmiş İran saraylarının, Bizans ve Roma imparatorlarının haremlerinde geçen kadın hile ve hurdalarıyla bir tutmak, masallara karışan hadiselere benzetmek, hele de kadının beşeri zaafına vermek sadece safdillik olur. Cennette de peygamberinin zevcesi olacağı müjdelenen, böylece cennete gireceği bildirilen hangi kadın, İblis’in şeytanları tarafından şa- şırtılabilirdi...
O mübarek gözlerini dünya karanlığına açtığı an, Asr-ı Saadetin, ‘Saadet yüzyılının’ başlangıcıydı.
Hz. Aişe, Asr-ı Saadet boyunca, nuru, ilmi ve feyzi artarak muhteşem bir hayat yaşadı. Mekke devrini, Hz. Muhammed’in (sa) vazifesini bitiriş zaferini, Hz. Ebubekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali, Hz. Haşan, ve Hz. Muaviye hilafet dönemlerini yaşadı.
Ve nihayet gitti, rabbine kavuştu.
O yıldız sönmüş müydü?
Hayır! Vazifesini, başöğretmenliğini yaptığı geleceğin kadınlarına devrederek, nöbetten çıkmıştı sadece. Saadet asrı son bulurken, onun da huzuru ilahiye çağrılışı emredildi.
Evet, saadet asrının başlamasıyla beraber Aişe doğdu ve feleğinde yürüdü. Saadet asrı biterken de çekildi. Kim bilir, belki de dünyadan gelip geçen bu yıldız, saadet asrının görünüşüydü, iffetiydi, temizliğiydi, güzelliğiydi...
Allah, ihtimal onun şahsında kullarına bu ihsanı, amellerinin mükafatı karşılığında buyurmuştu!
Ahmet Cemil Akıncı
Adı: AİŞE (Ayşe)
Aişe kelimesi AİŞ’in kadınlar için kullanılan biçimi olup "yaşayan, rahat yaşayan, hayattan tad alan ve bu vesileyle çevresini renklendiren” demektir. ‘Aişe’ kelimesi Türkçemizde ‘Ayşe’ olarak söylenir.
Babası: Hz. Ebubekir
Annesi: Ümmü Rûman. Ümmü Rûman, Amir b. Uveymir’in kızıdır.
Doğumu: M.S. 613 yılında doğduğunda hicrete henüz dokuz yıl vardı. Hz. Aişe’nin doğumunda Hz. Muhammed’in (sa) peygamberliğinin tebliği üzerinden dört ve İslamiyet’i tebliğe memur edilmesinin üzerinden de bir yıl geçmişti.
Doğum Yeri: Mekke.
Evlenmesi: M.S. 620’de, yedi yaşındayken Hz. Muham- med (sa) ile nikahlanmış (bazılarına göre nişanlanmış), hicretin 2. yılı Şevval ayında (Nisan 624 tarihinde) Medine’de evlenmiştir. Peygamberimizin bakire olarak evlendiği tek annemiz- dir.
Çocukları: Çocuğu olmamıştır. Ablası Esma’nın oğlu Abdullah b. Zübeyr’i evlat edindiği için "Ümmü Abdullah” lakabını almıştır.
Vefatı: M.S. 680 (Hicretten sonra 56 yıl yaşamıştır).
Ömrü: 66-68 yıldır. Bunun dokuz yılı çocukluğuyla, dokuz- on yıl kadarı Hz. Muhammed’le (sa) evliyken ve kalanı dul olarak geçmiştir.
Kabri: Medine’de ‘Cennetü’l-Baki’ kabristanındadır.
Vasıfları: Narin, endamlı ve güzeldi. Okur yazardı. İlim sahibiydi. Özellikle fıkıh konusunda bilgiliydi. Hz. Muham- med’den (sa) iki binin üzerinde hadis rivayet etmesi ve bunları tefsiri, fıkıhta birçok meseleleri çözmesi; onun zekasının, dinine bağlılık ve aşk derecesinin, ilminin enginliğinin delilleridir.
Dünya tarihinin önde gelen kadın şahsiyetlerinden biri olan Hz. Aişe, bir peygamber evinde vahiyler, ayetler, devrimler, savaş ve barışlarla büyümüş, yoğrulmuş ve gelişmiştir. İnsanlığı aydınlatan disiplin ve prensipleri kaynağından öğrenmiş ve bunların öğreticisi olmuştur. Böylece bünyesindeki cevherlere yenilerini ekleyerek inananların annesi sıfatını hak edecek bir düzeye erişmiştir.
Sahip olduğu kuvvetli hafızası, zekası, ahlakı, alim ve şair kişiliği onu günümüz kadını için de en önemli örnek şahsiyetlerden biri haline getirmiştir. İnce nükteleri ve keskin zekası ile Peygamberimizin yüzünü güldürmüş, onu bu zorlu mücadelesinde büyük destek olmuştur.
İnsanları uçurumlara sürükleyen ihtirastan, gururdan, bencillikten ve geçici dünya malına meyletmekten uzak; başta ilahi aşk, insanlara sevgi, yardım ve merhamet duyguları ile dopdolu bir hayat yaşamıştır. Geleceğin tüm insanlarına, özellikle kadınlara ve annelere rehber olacak özelliklere sahiptir.
Hz. Aişe'nin hayatını tarihi bir roman tarzında ve gayet akıcı bir dille anlatan bu kitabı okurken o günleri tüm canlılığı ile yaşayacaksınız..
'Yazar Ahmet Cemil Akıncı daha evvel yayınladığı kitaplarla ustalığını ortaya koymuştur. Böylesine ilmi bir konunun romanlaştırılması oldukça mesuliyetlidir. Bu konuda gereken hassasiyetin gösterildiğine inanıyorum.