Esmaül Hüsna Kitabı Fazileti ve Hikmetleri
240 sayfa 20x14 cm Özel Kaliteli Plastik Kapak, Gül Kokulu Kağıt
Fazileti ve Hikmetleriyle ESMA'ÜL HÜSMA
Allah’ın bütün sıfatlarının ( Esmaül-Hüsna) birçok fazileti var. Birçok dini kitaplara Esmaül Hüsna hakkında göz attığımızda havas ilmiyle uğraşanların, Allah’ın şu sıfatını günlük şu sayıda tesbih ederek veya namazdan sonra su kadar tesbih ederek, belirli gün ve saatlerde tesbih edilirse şu fazileti olduğu anlatılmakta tabiki bunların hepsi denenmiş ve defalarca sonuç alınştır.
Bu yazılara göz atınca hayatımızın her alanına yönelik bize kolaylık sağlayacak, bizi tasarrufa yönlendirecek bilgileri görmekteyiz. Hal böyle olunca onlarca para yatırılarak gidilen yoga derslerine, birçok kişisel gelişim kitabına ne gerek var diyorum, çünkü her konuda cevap verecek bir kaynak çıkıyor karşımıza bu da Esmaül Hüsna, elbette yoga derslerine ve bu kitapları boş verin demeyeceğim çünkü bunlar da sosyal hayatın bir parçası. Buralardan alınılacak birçok bilgi vardır. Anlatmak istediğim Esmaül Hüsna yıda sosyal hayatınıza sokabiceğimizdir.
Esmaü’l – Hüsna
Esmaü’l- Hüsna Allah’ın güzel isimleri demektir. Allah’ın isim ve sıfatları sonsuzdur. Bilinen ve öğretilen 99 ismi vardır. Bu isimlerin her biri, Allah’ın bir özelliğini anlatmaktadır. Aynı zamanda her bir isim insanlar için bir dilek, bir istek kapısı hükmündedir ve insanlara bakmaktadır. İnsanın başına gelen bir sıkıntı, bir ihtiyaç veya bir rahatsızlık sırasında bu isimlerle dua edildiği zaman, yüce Allah’ın dua eden kimseye cevap vermesi, duasını kabul edip isteğini yerine getirmesi umulur. Mesela hastalık anında belli miktarda Ya Şafi ismini zikredip dua edip Allahtan şifa isteyerek; rızık sıkıntısı ve geçim darlığı yaşayan Ya Rezzak ismini zikir ederek dua etmesi gibi…
İnsanların bütün istek ve ihtiyaçlarını Allah’tan istemesi, başı dara düştüğü zaman O’na yalvarıp yakarması kadar doğal bir şey yoktur. Bu nedenle yüce Allah’ın her ismi, insanlara bakmakta ve onlara adeta ilahi bir el gibi uzanmaktadır. Bu duruma işaretle Kur’an-ı Kerim de Hz. İbrahim’in:“Hastalandığım zaman O’dur bana şifa veren” (Şuara suresi, 26-80) dediği kaydedilmiştir. Başka bir ayette ise inanarak dua etmenin önemine işaretle: “Şayet kullarım sana Beni sorarlarsa, muhakkak ki Ben çok yakınım. Bana dua edince, dua edenin duasına karşılık veririm. O halde onlar da Benim davetime koşsunlar. Bana hakkıyla iman etsinler ki, doğruya ulaşabilsinler.” (Bakara suresi, 186) buyurmaktadır.
Hiç şüphesiz Allah (c.c.) bize bizden yakın ve ne söylediğimizi işitmekte, ne istediğimizi bilmektedir. Dua eden kimse inanarak dua etmez ise duası kabul olmaz gayretleri boşa çıkar. Onun için bir başkasının yaptığı dua bile engellere takılır. Bu nedenle ihtiyaç sahibi kendi ihtiyacını ve isteğini bilecek ve isteğinde ısrarlı olacak ve inanarak kalpten dua edecek.
Bunun yanında sebeplere göre hareket edip çalışmak ne kadar gerekliyse bir okadar da duanın önemli olduğu unutulmamalıdır. Sebepleri de yaratan yüce Allah (c.c.) olduğunu unutmadan O’na müracaat etmekte bir mahsur yoktur. Ancak, her şeyi sebepten ibaret görmek yanlıştır. Bir işin olması için bazen sebepler de fayda vermiyor. Mesela:
Bağ ve bahçelerimizdeki meyve ağaçlarında genellikle bir yıl meyve olursa gelecek yıl olmuyor ya da az oluyor. Oysa ağaç aynı ağaç, yer, toprak ve su aynı, güneş aynı, hava aynı, iklim aynı. Bunun en açık görüldüğü ağaçlar zeytin, badem, ceviz ve asma ağaçlarıdır. Her dönem aynı ölçülerde meyve vermiyorlar.
Kısacası Allah’ın 99 ismi vardır ki, her birinin bin bir çeşit özellik ve faydası vardır. Bu özelliklerin bir kısmı da insanların istek ve ihtiyaçlarına cevap verme şeklindedir. Bu konuda Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmaktadır:
“En güzel isimler Allah’ındır; O’na onlarla dua edin. O’nun isimlerine ters bir tutum izleyenleri bırakın…” (A’raf suresi,7-180)
Allah’ın Diğer İsimleri
Allah’ın isimleri 99 taneden ibaret değildir. Ayet ve hadislerde bu 99 isimlerden ayrı olarak Allah’a başka isimler de izâfe edilmiştir.
Allah’a izafe edilen diğer bazı isimler şunlardır:
El-Vâhid’in yerine el-Ehad, el-Kahhâr’ın yerine el-Kâhir, eş-Şekûr’un yerine eş-Şâkir; el-Kâfi, ed-Dâim, el-Münevver, es-Sıddık, el-Muhît, el-Karîb, el-Vitr, el-Fâtır, el-Allâm, el-Ekrem, el-Müdebbir, er-Refî’, Zittavl, Zülmeâric, Zülfadl, el-Hallâk, el-Mevlâ, en-Nasîr, el-Gâlib, el-Hannân, el-Mennân...
Kur’ân-ı Kerim’de Allah ismi şerifi 2800 defa zikredilmiştir. Allah isminden sonra Kuran’da en çok zikri geçen isim, Rab ismidir. 960 yerde zikredilmektedir.
Rab isminden sonra, Kuran’da en çok yer alan isimler ise; Rahman, Rahîm ve Malik isimleridir. Fatiha suresinde “Allah” isminden sonra sıra ile zikredilen bu dört ismi şerife, Cenab-ı Hakk’ın Rubûbiyet Sıfatları adı da verilmektedir.
Terbiye etmek, büyütmek, yetiştirmek manalarını ihtiva eden Rab kelimesinin asıl manası: “Bir şey’i derece derece yükselterek, gayesi olan en mükemmele erişinceye kadar kollayan” demektir.